Maçka’da Gerçekleşen Patlama

tarafından Ceyhun Özdemir

Dün akşam gerçekleşen acı olay üzerine bende fikirlerimi belirtmek istedim. 1 gün boyunca bu yazıyı yazmayı bekledim. Çünkü gündemi yakından takip ettim ve üzerimdeki hassaslığı yazıya aktarmak istemedim. Sosyal medyadan çok fazla yorum okudum. Özellikle Twitter’dan. Tüm yorumlar birbiriyle az çok aynı ancak olayı algılayış biçimlerimiz birbirimizden çok farklı. Bazısı olayı fırsat bilip Whatsapp gruplarında prim yapmaya çalışıyor, bazısı sürekli şikayet ediyor, bazısı akıl veriyor ve daha bir sürü şey. Bundan sonra söyleyeceklerim lütfen yanlış anlaşılmasın. Hassas bir dönemde olduğumuz için kelimelerimi daha dikkatli kullanmaya çalıştım ve size ne akıl vereceğim ne de şikayet edeceğim. Size sadece kalbimde hissettiklerimi yazacağım.

Öncelikle bu patlamada diğer patlamalara göre çok daha fazla etkilendim. Çünkü üniversitemin hazırlık sınıfı Maçka’da okudum ve 1 yıl boyunca Beşiktaş’ta yaşadım. Kısacası o bölgede çok fazla bulundum. Maçka teleferiğinden her geçişimde aşağıdaki boşluktan ürktüm. Beşiktaş’ın stadı yapılırken oradaki trafikte çok fazla kaldım. Şimdi artık o trafikte kilitlenirsem bu olay aklıma gelecek ve artık oradaki trafikten şikayet etmeyeceğim. Çünkü oradan her geçişimde orada şehit olanları anacağım. İşte o yolu çok fazla kullandığım için patlamadan bu kadar fazla etkilendim. Kim bilir orada yakını olanlar neler hissetmiştir. Allah sabır versin. Peki nasıl etkilendim? Negatif mi, pozitif mi? Twitter’daki çoğu yorumlar şöyle “5 dakika ile kurtuldum, 10 dakika önce orada olsaydım bende ölecektim. Lanet olsun böyle sisteme!” Bir kere bu yorumların hepsi ölüm korkusundan kaynaklanıyor ve hepsi bencilce duygular. Kelimelerin merkezine bakın. Hep “ben, ben, ben!” var. Orada şehit olanlar için değil, kendimiz için üzülüyoruz. Peki beni nasıl etkiledi bu acı olay? Ben ölümden korktuğum için etkilenmedim. Korkmadım. Şikayet etmedim. Başımı eğmedim. Güçsüz düşmedim. Evet etkilendim. Çünkü o bölge ile bütünleşmiştim. Bu yüzden oranın acısını kalbimde hissettim. Orada olmadığım için sevinmiyorum. Orada olabilirdim de. Bende ölüp resmimi sosyal medyada her yerde görebilirdiniz. Bundan da korkmuyorum. Oradaki insanların acılarını hissettiğim için etkilendim. Bireysel ölüm korkum yüzünden değil.

Peki bu olay sonrasında ne öğrendim? Dik durmayı, artık korkmamayı, eğilmemeyi, güçsüz düşmemeyi! Terör örgütlerinin asıl amacı insan öldürmek değil. Onların eylemlerinin asıl amacı ülkenin güçsüz duruma düşmesini sağlamak. Sen her şikayet ettiğinde, sen her ülken için üretmeyip sadece tükettiğinde, sen her görüşe karşı hoşgörüsüz olup ayrıştığında bu ülke güçsüz duruma düşecek. Ülkeyi sevdiğini söyleme. Hayır, hayır! Sen her şikayet ettiğin sürece bu ülkeyi sevmiyorsun. Siyasilere takılıp üretmediğin sürece çok sevdiğin ülkeni sende güçsüz duruma düşmesine katkıda bulunuyorsun. Onlar her vurduğunda sen daha fazla birlik olursan ülken daha fazla güçlenir. Onlar her vurduğunda sen ülken için daha fazla çalışırsan ülken daha fazla gelişir. Onlar her vurduğunda sen tek yumruk olduğunda onlar o zaman kaybolur. Çünkü onların sana vuruşundaki amaç ülkeyi bölmekti. Ancak ters tepti ve ülken daha çok güçlendi.

Ne mi yapmalıyız? Lütfen artık şikayetleri bırakalım. Bu patlama artık son olsun. Bundan sonra farklı görüşlere de hürmet edelim. Hayatı ve ülkemizi farklı renkleriyle sevelim. Ülkenin her karış toprağını, insanını sevelim. Daha fazla çalışalım. Daha fazla üretelim. Maçka’daki patlamayı unutmayalım. Aklımızın bir yerinde hep olsun. Ancak kin ve nefret için değil. Ne zaman tembel duruma düşersek ne zaman bölünürsek o acı günü hatırlayalım. Elimize tekrar kalemi alıp daha fazla çalışalım ve sonrasında sadece bu cümle gelsin aklımıza.

“Onlar her vurduğunda biz daha fazla güçleneceğiz, daha fazla birleşeceğiz.”

Korkma!
Dik Dur, Eğilme!
Ses Ver!
Birleş!

*Eğer bu yazıyı beğendiysen paylaşarak daha fazla insanın farkındalığının artmasına sebep olabilirsin. Bunu kendimin popülerliği için istemiyorum. Ülkemin geleceği için rica ediyorum. İsmimi kullanmadan anonim paylaşabilirsin. Teşekkürler.

3 yorum

mehmet 12 Aralık 2016 - 20:36

Teşekkürler güzel yazmışsınız

Cevapla
Kornea 22 Aralık 2016 - 19:15

Herzaman sözün bittiği yerdeyiz diyoruz ama söz bir türlü bitmiyor..

Cevapla
Arslan Baltacı 3 Ocak 2017 - 16:00

“Onlar her vurduğunda biz daha fazla güçleneceğiz, daha fazla birleşeceğiz.” Biz birlikte güçlüyüz.

Cevapla

Arslan Baltacı için bir cevap yazın Yorumu İptal Et

Diğer Yazılar