Bu kadar tantanaya da ne gerek var cancağızım? Bu kadar velveleye ne gerek var diyorum sana. Ne diye kasıyorum kendimi? Ne diye endişe duyuyorum? Ne diye üzülüyorum? Artık çorba olmuş aklını özgür bırakma vakti gelmedi mi?
Ceyhun Özdemir
-
-
-
…sanırım artık emeklilik yaşım geldi de geçiyor dostum. 3 tane gazeteye 4 tane dergiye abone olma ihtiyacı duyuyorum. Gazeteyi elime alınca “vay arkadaş yine mi doları fırlatmışlar.” diye huysuzlanıp hanımla didişmek istiyorum. Kahveye doğru yavaş adımlarla kovulurken yolda ülkeyi kurtarma…
-
Öyle bir sırattayım ki bugün, Solum uçurum, sağım uçurum… Ne yolun sonu belli, ne de uçurumun dibi… Ben ise kıldan ince, kılıçtan keskin bir ipte cambazlık yapıyorum. Aşağıya baksam ayaklarım titriyor. Karşımda duran yüzüne baksam güzelliğinden başım dönüyor. Hele ki…
-
-
Biraz olsun rahatlamak için başımızı kaldırıp göğe bakmak yeterdi aslında! Gökyüzünün o derinliğini seyretmek, Ayın yüzündeki o kırışıklığı görmek, Bazen öfkesiyle, coşkusuyla, akışıyla bulutlara bakıp kendi yüzümüzü görmek, Ya da bir leyleğin gagasındaki yeni doğmuş bir bebeğin ağlayışını duymak… Bazense…
-
-
Bazen ardıma dönüp baktığımda “Ne yaptım ben?” diye sorguladığım zamanlar oluyor. Tek bir cevaba çıkıyor tüm düşündüklerim. Oyun oynuyorum ben sadece oyun! Bir çocuk masumiyetiyle kumdan kaleler yapmışım sahilin dibine. Yıkılacağını bile bile… Her bir insan bir kum tanesi koymuş…