Minimalizm 101: Giriş

14,4K

Dostlar tekrardan merhaba,

Hatırlarsanız 2 ay önce yayınladığım “Minimalizm; Basitlik Güzelliktir.” yazısı vardı. İşte o yazı, arkadaş çevrem ve blogger arkadaşlarım tarafından baya ilgi gördü. Ben ise son 6 ayımı hayatımı sadeleştirmeye çalışıyorum. Deneyimlerim ve tecrübelerim yavaş yavaş birikmeye başladı. Henüz tam anlamıyla minimalist bir insan olduğumu iddia etmiyorum ancak bu yolda ki deneyimlerimi sizinle paylaşmakta bir engel görmüyorum :) Hem bu sayede düşündüklerimi yazıya aktarıp daha berrak düşünmüş olur ve sizde bu düşündüklerimden faydalanmış olursunuz. Hatta kim bilir belki sizde hayatınızı sadeleştirmeye başlarsınız. Hep beraber yürürüz bu yolu :) O zaman gelin bu konuyu biraz daha irdeleyelim.

Hayatımda bir çok hedefim oldu. Bazılarını başardım, bazılarını ise başaramadım. Tüm bu hedeflerimden sonra anladım ki aslında başarılı olmanın ya da başarısız olmanın bir önemi yok. Önemli olan o hedefe doğru yürürken aldığın zevk önemli. Böyle düşündükten sonra başarılı sonuçlar sizin egonuzu okşamıyor ya da başarısız sonuçlar sizi depresyona sokmuyor. Ayrıca bu şekilde düşününce bir hedef bitince bir başka hedef, bir başka hedef diye diye böylelikle ilerliyorsunuz. Sanırım benim sıra artık minimalizm hedefine gelmiş. :) Önceki yazımda dediğim gibi “izm” ve “ist” takılarını sevmiyorum. İzm ve ist’lerde iddia sahibi olmak var ancak bana “Minimalizm nedir?” diye sorsanız en geniş tanımıyla “İddiasız olmaktır.” derim. Kısacası en uygun kelime olduğu için minimalizm kelimesini kullanacağım. Yoksa siz onu sadeleşme olarak algılayabilirsiniz. Peki “Nereden çıktı bu sevda?” derseniz, üniversite hayatı ve iş hayatını aynı anda yürütmeye çalışan bir insanım. Aynı anda ilgilendiğim çok fazla konu var. Kısacası 24 saatin az geldiğini düşünenlerdendim. İşte böyle bir hayat yaşarken ilk başlarda her şey normaldi. Bu yoğunluğu kaldırabiliyordum. Ancak sonraları kendime vakit ayıramadığımı ve bu yoğunluğu kaldıramamaya başladığımı fark ettim. Çözüm olarak ise zamanımı verimli şekilde yönetmeye karar verdim. Gardıropta fazla zaman harcama, her şeye evet deme, arkadaş çokluğu, sosyal medya fazlalığı diye diye bir baktım ki minimalizm bende bir hedef haline gelmiş. İşte böyle bir yola girdim ve zevk alarak yavaş yavaş yürüyorum. Bu blogda hayatımı basitleştirmek için yaptığım çalışmalardan bahsedeceğim ve buna “Minimalizm 101” adını koymaya karar verdim. Tabi birde oryantasyon (giriş) dersi lazımdı. İşte o derste, okuduğunuz bu yazı. :) Öğrenci olduğum için yazı serisi ismini üniversite ders isimlerinden esinlendim.

Peki bundan sonraki yazılarda nasıl başlıklar göreceksiniz biraz ondan bahsedeyim. Minimalizm 101: Masaüstü, Minimalizm 101: Elbiseler, Minimalizm 101: Arkadaşlar,  Minimalizm 101: Telefon, Minimalizm 101: Sosyal medya, vb. diye liste uzayıp gidiyor. Bende merak ediyorum nasıl bir yazı serisi ortaya çıkacak. Mesela acaba bu yazı serisinin 102, 201 diye devem edecek mi? :) Tabi tüm bu yazdıklarımın hepsi karşılıklı oluşturduğumuz yazılar. Yani bu yazıların tek bir yazarı yok. Sizin yorumlarınız, deneyimleriniz ile bu yazılar oluşacak. Yani her paylaşılan yorum sahibi aslında bu yazı serisinin de yazarı. İşte bu yüzden sizin iyi yada kötü yorumlarınız benim için çok önemli. Lütfen yorum yapmaktan veya beğendiğiniz yazıyı arkadaşlarınız ile paylaşmaktan çekinmeyin.

Vakit ayırıp okuduğunuz için çok teşekkürler. İnsanların hayatına dokunabilmek çok güzel :)