Erkekler ikiye ayrılır, kadınlar sonsuzluğa…

   Uzun süredir bu konuya kafa yordum. Kadın erkek ilişkileri üzerinde epey düşündüm. Gördüm ki konu aslında çok derin. İnildikçe iniliyor. Ben ise bu konu üzerinde araştırdıkça ve düşündükçe daha çok zevk aldım. Erkek cephesini anlamak kolaydı. Çünkü bende bir erkeğim. Ancak kadın cephesini anlamak çok zordu. Bende çevremi gözlemlediğim kadarıyla o cepheyi de az biraz öğrendim. Gelin size farkındalıklarımı paylaşayım.

   Bir devlet için nasıl yasama, yürütme ve yargı diye kuvvetler ayrılığı varsa bir insanın içinde de duygular ve akıl olmak üzere 2 kuvvet var. Erkeklerde ise aklın daha kuvvetli, kadınlarda ise duyguların daha kuvvetli olduğunu görüyoruz. Bu iki kuvvetinde birbirine göre bir üstünlüğü yok. İkisinin çalışma prensibi bambaşka. Akıl, bir bilgisayar gibi 1 ve 0 üzerine çalışıyor. Bu yüzden bir erkek için bir sorunun cevabı ya evettir ya da hayır. Ancak kadınlarda bambaşka. Kadınlarda hem 1, hem 0 , hem 0.7, hem 143, hem -193 hatta √¯-1 bile var. Bu yüzden çok katmanlı :D Kadınlar gökkuşağı gibi çok renkli. Erkekler gibi mekanik değiller. Bir kadına bir soru sorduğunuzda size tüm olanakları söyler. Diğer bir konu olarak kadınlar bire bir ilişkilerde daha başarılı olsa da kitlesel yönetimde zorlanıyorlar. Erkek için ise tam tersi. Bir erkek, devlet ya da şirket yönetirken çok zorlanmaz. Çünkü o hayata gerçekçi bakar. Erkek için bir sebep varsa kesinlikle bir sonuçta olmalıdır. Ancak erkeğin ise duyguları çok gelişmediği için bire bir ilişkilerde zorlanır. Çünkü bire bir ilişkide her an her şey olabilir. Bir erkek bunu kestiremez. Aslında herkesin içinde bu 2 kuvvet var. Ancak içinde bu kuvvetleri göremeyenler dışarıda da kadın ve erkek olarak gözlemleyebilir. Kısaca ikisi de güzel. Birbirleri üzerinde üstünlükleri yok. Asıl mesele uzman olduğu farklı alanları görüp birbirine hürmet etmekle alakalı. Tabi bazı erkekler daha duygusal olabilir. Ya da bazı kadınlar daha akılcı olabilir. Bunda da hiç sorun yok. Ben sadece genel tablo hakkında bilgi verdim. Cinsiyet ayrımcılığı gibi bir şey yapmak değil amacım.

   Şimdi asıl konumuza dönelim. Kadın-erkek yani duygular-akıl zıtlığını öğrendiğimize göre bundan sonraki yazacaklarımı daha kolay anlayacağınızı düşünüyorum. Uzun süre kendi arkadaş çevremi gözlemledim ki iki tip erkek modeli var. Çok basit. Erkekleri anlamak gerçekten çok basit. Erkekler yumruk adamı ve fikir adamı olmak üzere ikiye ayrılıyor. Yumruk adamları daima ciddi kişiler oluyor. Hani o televizyonda gördüğünüz siyasetçiler var ya işte onların hepsi yumruk adamı. Genellikle takım elbise giyerler ve resmi konuşurlar. Pek güldükleri yoktur. Onlar ellerini yumruk yaparak konuşurlar. İddia sahibidirler. Farklı görüşlere karşı hürmetleri yoktur ve kendi düşüncelerini mutlak doğru olarak görürler. Erkek olduğu için tabiki akılcılardır. Yalnız bunlardan bazıları sıfır duygu, maksimum akıl olduğu için savaşları da bu yumruk adamları başlatır. Onlar için kimin öldüğünün önemi yoktur. Ya kendi menfaati ya da bir amaç uğrunu yaşarlar. Dava adamıdır yumruk adamı. Birde bazılarında karın kası yaptıkları görülür. Öyle negatif lanse ettiğime bakmayın. Halkın çoğu bu tip erkek modelini kendine örnek alır ve tabiki herkes gibi o da lazımdır. İşte böyledir yumruk adamı. Şimdi ise geldik fikir adamına. Fikir adamını anlatmak zor. Çünkü onları pek göz önünde göremezsiniz. Yumruk adamları ne kadar somutsa fikir adamları o kadar soyuttur. Fikir adamları daha çok düşünürler. Siyasiler gibi dolaşmazlar ancak siyasilerin savunduğu ideolojileri işte bu fikir adamları üretir. Meydanlarda kendileri yoktur ama sözleri, şiirleri, düşünceleri pankart olur, şarkı olur. Daima üretirler. Onların ellerinde daima kalem vardır. Çok iyi birisi gibi lanse ettiğime bakmayın. Bu fikir adamlarının iyiliği nasıl fikir ürettiğine bağlı. Bir fikir adamı atom bombası da üretebilir, bir şehrin enerjisini de. İşte böyledir fikir adamları. Benim yorumuma gelecek olursak yumruk adamı olmak bence çok zor. Daima kızgın, öfkeli ve daima güçlü durmaya çalışan halbuki içinde yatan bir korkak var. Yalnız ikisi de lazım. Birisi düşünür ve üretir. Diğeri ise o fikirleri etrafa yayar.

   Bir erkek olarak kadınlar hakkında fikir yürütmek belki saygısızlık. Bu yüzden bu paragrafı uzatmayacam. Yalnız şunları söylemek istiyorum. Kadınları erkeklerde olduğu gibi ayıramıyoruz. Çünkü kadınlar, daha duygusal varlıklar. Erkek gibi akılcı değiller. Onlar hayatı siyah-beyaz değil, aynı bir gökkuşağı gibi çok renkli görüyorlar. Rengin ne kadar tonu varsa kadınlarda o kadar. Yani sonsuz. Duygularda sonsuz.

   Asıl anlatmak istediğim içimizdeki bu iki zıt kuvvetin farkındalığına varmamız. Herkesin içinde akıl ve duygular var. Bu ikisinin birbiri üzerinde üstünlüğü olmadığını tekrar tekrar söylemek isterim. Ancak tabii ki ikisinin de uzman olduğu alanlar farklı. Sadece genel tabloda bir erkeğin akılcı, bir kadının duygusal olduğunu söyledim. İstisnai olarak bir erkeğin duygusal, bir kadının da akılcı olması gayet normal. Hatta örnek vermek gerekirse başak burcu kadınları akılcıdır mesela.

   Bu yazıyı yazmaya başlarken aslında fikir adamı, yumruk adamı konusuna dikkat çekmek için başlamıştım. Ancak konu daha genelleşti. Bu konu aslında daha çoook uzar. Hatta sizin görmediğiniz taslaklarımda bu konuyu daha fazla uzattım. Ancak blog konseptimizin dışına çıkmamak için fazla uzatmayalım. Günümüz çağı, hap bilgi güzeldir ;)