Fazla düşünen fazla yanılır,
Fazla göz önünde olan fazla yıpranır
Bir adım geride durmaya var mısın?
Epeydir şiir yazamıyorum. Aslında yazmak için bir çaba göstermem. Zamanı gelince kendiliğinden yazarım. Yine öyle bir akşam yukarıdaki satırlar geldi aklıma. Sanki boşlukta savrulurken gerçek ben, kulağıma bunları fısıldadı. Öyle hissettim ve öyle yazdım. Veyahut fazla anlam yüklemeye de gerek yok. Neyse o! Anlatmak istediğim şey, başka bir şey. Ne mi? Fazla anlam, fazla düşünen, fazla göz önünde olan ve fazla ben… Kısaca konumuz fazla, yani daha. O halde başlayalım.
Hayat tarzı olarak minimalizmi uygulamaya çalışan biriyimdir. Yazılarımı uzun süredir takip edenler bilir. Minimalizm ile alakalı 3-4 sene önce yazdığım bir seri var. Ancak bugün size minimalizmi tekrarlamak istemiyorum. Birini fazla sevmek, fazla mal biriktirmek, fazla anlam yüklemek, fazla göz önünde olmak vb. her şeyin fazlasını bu şekilde yazabiliriz. Peki kendimize şöyle bir soru sorma cesaretinde bulunabilir miyiz?
Ben bu dünya için fazla mıyım?
Soruyu bu şekilde sorarsak birden bambaşka bir anlam ortaya çıkıyor. Önceki sorularımızın merkezinde “ben” vardım ve benim dışımdaki şeylerin fazla olup olmadığını değerlendiren sorular soruyordum. Peki merkezdeki kişiyi değiştirip -yani beni çıkartıp- merkeze dünyayı koyduğumuzu varsayalım. O zaman sorunun anlamı “dünya için ben ne ifade ediyorum?” olur. Dünyaya zarar veren bir insan mıyım? Dünya için fazlalık mıyım? Bugüne kadar dünya için ne yaptım? İnsanlık için ne yaptım? Kimler için fazlalığım? Kısaca soruyu özelden genele olarak değil de, genelden özele olarak değiştirdim. Hayatımdaki nesneler ile uğraşmak yerine bir nesne olarak ben, ne ifade ediyorum içinde yaşadığım topluma?
Soruyu cevaplamak için geçmişime gittim. Genel olarak hayatımda hep hedeflerim vardı. O hedefleri gerçekleştirmek için çok çaba göstermişim. Başarmışım da. Şu an hayalini kurduğum bir hayatı yaşıyorum. Peki bu gayretim dünya için bir değer katmış mı? Hayır. Yararı bana dokunmuş. Peki ya hedeflerime ulaştıkça beni mutlu etmiş mi? Kısmen evet ancak uzun süreli değil. Başardıktan sonra bir süreliğine geçiçi mutluluğu yakalamışım. Ancak benim aradığım huzur tam olarak bunda değilmiş.
Sonra geçmişimdeki anılarımın bazı ufak noktalarında daha mutlu olduğumu hissettim. Hatta onları tekrar hatırlayınca bile yüzümde bir gülümseme oluyordu. Sorunun cevabı burada saklı olabilirdi. Bu yüzden bu anlara odaklandım. Sonunda ne mi buldum? Dünya için veya toplum için fayda sağladığım anılar bana huzur vermiş. Dünya için fazlalık olmadığım, dünyaya değer kattığım, insanlık için kibrit çöpü tanesi bile olsa fayda sağladığım anılar. Üniversitedeki sosyal sorumluluk projelerim bunlardan birisi ve hâlâ hatırlayıp gülümsediğim anılar bunlar. Sorumuza geri dönelim.
Dünya için fazlalık mıyım?
Artık sorunun cevabını bulmuştum. Karşılıksız olarak dünyaya değer kattığım anlar için fazlalık değilim. Ancak kendimle uğraştığım anlar için, evet fazlalığım…
2 yorum
“Dünyaya değer katmak” Çoğumuz bu değeri kariyerimizde ki başarılarla sağladığımızı düşünürüz. Oysa ki bilinçli ve saygı duymayı bilen bir evlat yetiştiren ya da sokak hayvanlarının barınma ihtiyaçlarını gideren bir kişi belki de dünya için çok daha faydalıdır. Fazla değil fayda lazım bize…
ben hep bir fazlalık olduğumu düşündüm ailem için arkadaşlarım için ben olmasam da olurmuş dedirttiler bana ama son senelerde kendime değer verince ben olmazsam eksik olurmuş dedim ya da benim olmamla beraber her şey daha güzelleşmiş bu yazıyı okuyunca o zamanlara gittim ve şuan iyi ki varım iyi ki varız her insan değerlidir sevin sevdiğinizi belli edin