Karşı Mahalleyi Topa Tutanlar

tarafından Ceyhun Özdemir

Bazen kendimi siyasi veya dini tartışmaların içinde buluyorum. Ne kadar kaçınsam da iş veya arkadaş ortamı insanı sürüklüyor. Genellikle sessizleşiyorum. Fikrimi söylemeyince belki de darılıyorlar veya karşı görüşten sanıyorlar ancak yine susmaya da devam edeceğim. Neden mi? Çünkü Hz. Mevlana’nın şu şiirinden ötürü;

Kusuruma bakmayın benim dostlar, bağışlayın beni.
Ben davullara, bayraklara aldırmayan bir padişahın yoluna düşmüşüm, deli divane olmuşum.
Çok uzaklardan yürüyen bir adam gibiyim ben,
çok uzaklardan geçen bir hayal gibi.
Ama yok da sayılamam hani, var olan bir şeyim ben.

Bu kupkuru yerde yakınmadan gayri ne gördük,
bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri.

Bu şiirin ötesinde ne söylenir bilmiyorum. Belki üzerine söz söylemek edepsizlik ancak tam olarak bunu hissediyorum. Savunduğunuz siyasiler, milletler veya inançlar…. Bir düşünün. Tüm bunlar gerçekten öyle mi yoksa bunlar sizin taptıklarınız mı?
Taptığınız siyasiler, gücü elinde tutmak için arka planda ne kadar kara işler çevirmediğinden nasıl bu kadar eminsiniz?
En mükemmel ırk yine sizin ırkınız. Büyük bir şans ile doğdunuz. Muhtemelen başka bir millette doğsanız yine de değiştirip şimdiki milletinize dönerdiniz.
Dini tartışma çıkarıp halkı ikiye bölen sözde hocalara bakın. Dinin özü olan ahlakı anlatmak gerekirken karşı mahalleye taş atmak ile meşguller.

Eğer şöhret elde etmek istiyorsanız hemen karşı mahalleyi topa tutan bir video çekin. 2 taraf da size yorum yazacağı için çok kolay yükselirsiniz. Ayrışmak gerçekten çok kolay. Ben de bu tuzağa çok düşüyorum. Özellikle bir meslek grubu ile sorun yaşadığım zaman o meslek grubunu genelleyebiliyorum. Bazı genellemeler vardır ve doğrudur. Ancak bireysel ilişkilerde genellikle yargılarımı kenara koyarak iletişim kurmaya çalışıyorum. Evet zor. Ancak zoru tercih etmezsek şikayet ettiklerimiz gibi oluyoruz. Kolayı seçtiğimiz zaman getirdikleri bunlar; sabit fikir, şikayet, aşağılama ve kibir…

Niye yumruğumuzu bu kadar çok sıkıyoruz? Dava adamı mı olmak istiyoruz yoksa hakikat adamı mı? Hakikati savunanlar da olmalı ama şu an için susmak bana güzel. Yine de fazla konuştum.

Geçmişten bir şiirim hatrıma geldi onu da ekleyeyim. Bir de şarkı hediyem olsun.

Herkes tutturmuş bir türkü,
Cümle âlem olmuş dava adamı.
Birinin dilinde slogan
Diğerinin elinde odun
Bazısının aklıyla zoru
Öbürünün derdi kendisi

Bense ötelerde,
Çok ötelerde…
İzler durur,
Basarım kahkahayı…

Ah,hahahahah!

2 yorum

Zeynep^^ 28 Ağustos 2023 - 18:22

Mevlana’nın böyle bir şiiri olduğunu öğrenmek yazının en güzel meyvesi oldu benim için. Benim durumumda ben bir yere ait olmasam da beni bir politik ya da siyasi duruşa ilk görüşte konumlayanlar çok oluyor. Bu öyle bir sıkışmışlık getiriyordu ki ruhuma. Bundan ancak değer yargılarından arınarak kurtuldum ya da kurtulmak yolundayım.
Ayrıca bir düşündüğüm noktayı hatıra getirdiniz doğduğum koşulların içine doğmuş olmasaydım neyi savunurdum, hangi yolu tuttururdum? İnsanın küçüklükten beri doğru olduğuna inandığı bir şeyi terk etmesi öyle zor ki… O zamana kadar hayatı ondan ibaret sanmışsınız çünkü. Nacizane benim gerçek babasını öğrenen Polat Alemdar gibi hissettiğim oluyordu. :D

Cevapla
İsmail 3 Ekim 2024 - 22:47

Çook iyi bir yazı olmuş kardeşim. Umarım yazmaya devam edersin.

Cevapla

Yorum Yaz

Diğer Yazılar