Geçenlerde robot süpürgem bozuldu. Ev işlerimde sağ olsun bana epey yardımcı oluyor. Ancak bir türlü kendim çözemedim. Servise vermeye karar verdim. Ancak son kez olarak denemek için Youtube’a yaşadığım sorunu yazdım. Bir gördüm ki, çoğu insan aslında aynı sorunu yaşamış ve çözümü de çok basitmiş. Çözüm videosunu taklit ederek sorunumu çözdüm. Servise de gerek kalmadı.
Hayatın içinden basit bir hikaye. Ancak sonrasında bazı düşüncelere daldım. Gelin, açıklayayım;
En güzel söz, çok önceden söylendi. En hikmetli kitap, zaten yazıldı. En ahlaklı insan, bu dünyada yaşadı. Duygular desek, tüm duyguların binbir tonu binlerce yıldır hep var. Yeni bir duygu yok. Yeni bir olay yok. Yeni bir ahlaki devrim de yok. Her şey çok önceden yaşandı ve bitti. Kendi hayatlarımızda yaşadığımız sorunları sanki sadece bize özel sanıyoruz. Halbuki o sorunu yaşayan birileri mutlaka var. Belki farklı şekillerde. Ancak yine de var. Hiçbir şeyin ilki değiliz. İlginç değil mi? Yeni bir ahlaki devrim yapmıyoruz. En kâmil insan da biz olmayacağız. Üzüldüğümüz konunun çözümü bir yerlerde çok önceden bulundu. Tek yapmamız gereken onu bulmak ve taklit etmek.
Sözün kısası, ahlak binasının son tuğlası konuldu. Amerika çoktan keşfedildi. Bizden yeni bir şey yapmamız beklenmiyor. Ne yaparsak yapalım, illa ki birini taklit etmiş olacağız.
Gelebilecek soruları tahmin edebiliyorum. “Bilim yeni keşifler yapmıyor mu?” diye haklı bir sorunuz olabilir. Evet yapıyor. Akıl hep yeni şeyler üretiyor. Ancak gönlünüzün içine bakın. Aklın ürettikleri şeyler oraya girmiyor. Aklî keşifler sadece şekilleri değiştiriyor. Menat, manat, money oluyor. Altın, kağıt parçasına dönüyor. Kağıt parçası ise dijitale. Şekil değişse de para yine aynı para. Bizdeki etkisi yine aynı. Akıl konuları hep şekil değiştirir. Kalp konuları ise yıllar geçse de hep aynı kaldı.
Söylemek istediğim şey, ahlak. Dürüstlük, cömertlik, gayret… Bireysel veya toplumsal yaşadığımız olayların temelinde ahlaki durumlar var. O kökün üzerindeki kabuklar değişebilir. Ancak derine indiğinizde binlerce yıldır değişmeyen tek şey, ahlaki durum. Mızraklar ile yapılan savaşların yerini füzeler alabilir. Ancak temelindeki gücü elinde tutma isteği yine aynı.
Olaylar karşısında verdiğimiz tepkiler, sorunlar ve çözümler… Peki bize ne yardımcı oluyor? Olayları nasıl çözümleyebiliriz? Karşılaştığımız sorunları nasıl çözebiliriz? Hikayeler ile… Kutsal kitapların çoğu aslında hikayelerden ibaret. Kadim bilgelikte hep hikayeler var. Bunlar sürekli bir şekilde tekrarlanıyor. Neden? Çünkü robot süpürgeniz bozulduğunda Youtube’u açıp doğru çözümü bulmanız için. Hikayeler burada bir bakıma Youtube görevi görüyor. Sürekli tekrarlanan hikayeleri zamanla özümsüyoruz. Hikaye yerine bilimsel metin gibi sebep-sonuç ilişkisi içerisinde de anlatılabilirdi. Ancak hikayeler sayesinde daha kolay hatırlıyor ve hayatın içinde karşılığını anında bulabiliyoruz.
Aynı hikayeleri sürekli dinlemek ne kadar önemliymiş şimdi çok daha iyi anladım. Çünkü yaşadığımız ahlaki durumun cevabı, yine o hikayelerin birinde saklı. Gönlüm mü karardı? Hemen Hz. Yusuf’un hikayesi yetişiyor. Aklım mı karışık? Hemen Hz. Musa’nın hikayesi yetişiyor. Tek yaptığım şey, hikayelerin birinde çözümü bulup sadece onu taklit ediyorum. Yeni bir şey bulmuyorum. Eğer bir olayı çok güzel bir şekilde karşıladıysanız bundan dolayı kibir yapmak ne büyük abestir! Çünkü bu güzelliğinizi size bu şekilde davranılmasını öğreten o hikayelere borçlusunuz. Ayrıca hikayeler sizi endişe ve korku gibi duygulardan da koruyor. Çünkü hatırladığınız hikaye sayesinde cevabını çok düşünmeden bulmuş oluyorsunuz. Hele bir de hikayeye tam güveniyorsanız aklın vesveseleri sizi bulandırmıyor. Hikayelere inanmak aynı zamanda teslimiyeti getiriyor.
Bu sebeplerden ötürü önce hikaye hafızamızın genişletmemiz gerektiğini düşünüyorum. Sonra ise hayatın içerisinde mutlaka bazı durumlar ile karşılaşacağız. Yapmamız gereken tek şey doğru hikayeyi hatırlayıp onu taklit etmek. Tevhid bu işin neresinde? Taklit ile başlasak da o konu, yavaş yavaş bizim gönlümüze yerleşecek. Yeni bir halimiz olacak. Taklitler ile tevhide ulaşacağız.
Bu yazıdan zevk almış olsanız bile elbet bir gün unutacaksınız. Unutmamanız için bir eşya üzerinde yazımızı hikayeleştirelim.
Robot süpürge… (Adı: Katya Hanım)
Çalışmayarak bir sorun doğdu. Aklımı kullandım ve çözmek için gayret ettim. Akıl ile çözemeyeceğimi anladım. Çünkü eksik ve bilmiyorum. “Bir bilene danışmalıyım” dedim. Aslında hikaye anlatıcısı olan Youtube’a sordum. Bana doğru hikaye veya video ile çözümü anlattı. Aklımı aradan çıkarıp sadece videoyu taklit ettim. Sorunumu çözdüm ve artık robot süpürge çalışıyor. Deneyimlerimi yazıp size ulaştırdım. Hep beraber birledik ve idrak ettik. Bir sorun, iki sorun, üç sorun… Bu şekilde yavaş yavaş tevhide ulaşacağız. Sonra ne olur bilmem. Tevhide ulaşanların kendisi hikaye olabiliyor. Koca bir evren, hikaye kitabı gibi.