Kirleniyoruz dostlarım, kirleniyoruz. Bu önce bir özeleştiri yazısı. Kimseyi genellemez ve alakadar etmez. Sadece farkındalık içerir. Gelin sizi kendi iç dünyamla tanıştırayım. Az önce hayatımda bir hadise oldu. Birden sinirlendim ve sürekli şikayet eder buldum. Mutsuzluk ve öfke hissettim. Sonra mı? Sonra ise “Ceyhun bir sakinleş” dedim ve kendimi bunları yazarken buldum. Gelin anlatayım.
26 yaşındayım ve az önce gerçekleşen olayın benzerlerini aslında eskiden de yaşamış olduğumu hatırladım. Ancak eskiden bu kadar sinirlenmiyordum. Daha sakin şekilde karşılıyor ve çözümü bulup huzuruma devam ediyorum. Ancak yaşlandıkça daha olgunlaşmam gerekirken neden daha sinirlenmiş şekilde tepki verdim?
Veee farkettim ki biz yaşlandıkça o çocuksu mutluluğumuzu kaybediyoruz dostlarım. Çocukken hayata daha ışıltılı ve daha umutla bakıyoruz. Ancak büyüdükçe o umutlar bir bir solup yerini hayal kırıklığına bırakıyor. Hatta yaş 70 – 80’ne varınca geleceğe umutla bakacak zamanınız kalmıyor. Bunun farkına varınca hep düşündüğüm bir sorunun daha cevabını buldum. İşte o soru; neden yaşlıların bir kısmı bu kadar fazla asabi ve huysuz oluyor? Doğduklarında böyle değillerdir. Halbuki yaşlandıkça daha olgun olmaları gerekmiyor mu?
Cevap ise şimdi daha belirgindi. Çünkü yaş aldıkça yavaş yavaş tahammül seviyemiz düşüyor. Başarılardan çok daha fazla başarısızlıklarımız oluyor. Eskiden daha sabırlı davranırken yaşlandıkça vaktimiz azalıyor ve daha sabırsız oluyoruz. Çocuklukta arkadaşlarımızla sadece eğleniyorduk. Ancak büyüdükçe o arkadaşlar belki de bizi arkamızdan bıçaklıyor. İnsanlara güvenimiz azalıyor. Ve tabii ki en büyük etkene geldik. Büyüyünce paranın gücü ile karşılaşmış oluyoruz. Çocukken paranın farkında bile değiliz ancak büyüdükçe paranın gücü ise yavaş yavaş bizi yozlaştırıyor. Kısacası zaman bizi yıpratıyor. Adeta çocukken yemyeşil bir ağacız ama zamanla rüzgara karşı yaprak döküyoruz.
Evet dostlarım bu bir farkındalık yazısı. “Ah” diyorum Ceyhun “Ah!…”
Çocukluğunu kaybetme. Umudunu yitirme. Nefret yerine sevgiyi gör. Siyaset ve para ile kirlenme. Sevdiklerine güven.
Ve bir gün kirlendiğini hissedersen tekrar tekrar bu yazıyı oku…
Belki de önemli olan tek şey, iyi olmak değil; iyi kalabilmektir.
Yaşlandıkça o asabi yaşlılar gibi olmayalım olur mu dostlar? Rüzgara karşı daha sağlam duralım.
Sevgi ve muhabbetle.
13 yorum
Daima güzel bakmak ve güzel görmek taraftarıyım. Bu söz benim şiarım. Yazınız ise bana bir şarkıyı hatırlattı. Tam olarak o tadı aldım. Ogün Sanlısoy’un Büyüdük Aniden şarkısı elbette. Tam olarak bunları hissettirdi. Muhtemelen biliyorsunuzdur. Bir daha dinlemek gerekebilir. Kirlenmemek gerek.
Aylar sonra adınızı googleladım.. Hâlim yoktu hâlimi anlatmaya, sizin hâlinizi aktarışınızda kendimi bulmak istedim. İnsan diyorum azizim, insan ne çok ortak paydada buluşup gönül köprüsü kurabiliyor bir başka insanla.. Oysaki biz kendimizi herkesten öte, herkesten özel görürken.. Farklı dertler aynı sonuçta tek bir noktada düğümleniyorsa her beden bir âlem, her âlem tek bir düğüm ediyor demektir.. İçimizde saklı kutular var, kendimizin bile açmaya korktuğu.. Kimi zaman yarı yarıya açıp şöyle bi tepeden bakıyoruz o kutulardan birine.. Çok uzun sürmüyor.. Biraz bakışıyoruz.. O bir ân bakışmamız dahi bizi yoğun anlamlar deryasına daldırıyor.. Daldıkça dalıyoruz. O dalgalardan birinde bi martı getiriyor bize dünyayı.. Dünyada yaşamamız gerektiği gerçeğini hatırlayıp daldığımız o iç âlemden taşıyoruz.. Martıya sarılıyoruz, seyir hâlindeki kutudan çıkıp masmavi gökyüzüyle ruhumuzu avutuyoruz.. Sonra bir vakit akıyoruz yaşama.. Lâkin insanız ya güç bulunca tekrar içimizdeki saklı kutulardan birini açıyoruz. Çok şükür ki seyrek de olsa o kutuları açıp enfüsümüze, kendi hirâmıza yolculuk edebiliyoruz.. Fırtına anında, gönlüm kızgın kum, ruhum kor ateşken ben iç âlemime dalıp da çıkıyorsam bu yaşantıdan, bu dertten.. Oh be! Diyorum ki insan olmak bu demekmiş hakikaten.. Şimdi sayenizde bende içimdeki saklı kutulardan birine şöyle tepeden bir baktım, daldım çıktım.. Seyreyleyelim yaşamı, hikmetli bir aşkla.. Ne diyor Allah dostları “bu âleme bir yâr için âh etmeye geldik..” Âh… Rabbim göğsünüze ferahlık versin güzel insan. Soluk bir beden âlemindeyken, hâlsizliğimin hâlini satırlarınızda okudum.. “Oh be!” Dediğim, kalbe temas eden, aynı paydadan bir dostun kelâmı.. Şen olunuz.. Hikmetle, ilimle ve edeple var olunuz efendim.. Sevgilerimle..
Yazı çok samimi idi. Elinize sağlık :)
Küçükken yaramaz ve kavgacı akranlarımı görünce, büyüklerin ne kadar uslu, anlayışlı olduğunu; yani, çocukların kavga etmek için bahane aradığını, oysa büyüklerin her şeyi alttan alarak işi tatlıya bağladığını düşünürdüm nedense. Ama yaş aldıkça anladım ki, hiç değişmiyoruz aslında insanoğlu olarak. Her an parlayabiliyoruz.
Bilmiyorum nereden geldim buraya ama bu yazıyı okurken uzun uzun düşündüm temiz kalmak konusunda. Sonra fark ettim temiz kalmama gerek yok zaten kirliyim.
Çok güzel bir yazı. Zevkle okudum.
Çocukken masumduk her şey bize düzdü, bilinç altımız yoktu Büyükçe hayat bizi kendine alıştırdı, yonttu, bilinç altımızı doldurdu. Büyüdükçe öğrendik hayatı. fakat birde şöyle durum var; yaşadığımız ülkede yaşam koşulları çok zor olduğu için; hayatın koşturması içinde tahammülsüz olduk.
kendimi kaybetmiş hissediyorum uzun zamandır ve arayıştaydım.Amaçsızca bir şeyler ararken burada bu yazıyı okurken buldum kendimi ve nedendir bilmem gözlerim doldu.hayaller kurmakla geçti zamanım ve yaşamaya çalıştım. mutsuz değilim aslında ama mutlu da değilim gibi . hayatımda bir şeyler eksik gibi ne olduğunu bilmediğim. hem burada olmaktan korkuyorum hem buradan gitmekten.ne istediğimi bilmiyorum kısaca. nasıl bulabilirim yolumu nasıl anlayabilirim kendimi hiç bilmiyorum . buraya ne yazdığımdan ne yapmaya çalıştığımdan bile emin değilim . sanırım sadece anlatmak istiyorum öylesine şeyler ,boş boş konuşmak istiyorum .. zaman geçtikçe daha fantastik gerçekleşmeyeceğinden emin olduğum hayaller kurmaya başladım gerçeklikten uzaklaşmak için . ama kendime bakınca ne gerçeğim ne de hayal, arada bir yer de sıkışmış gibi hissediyorum .
İyi bir yazı tek kelimeyle magnificent.
Anlatım dilin güzelmiş bol şanslar dilerim kendime benzettim
“Belki de önemli olan tek şey, iyi olmak değil; iyi kalabilmektir.” Ne kadar doğru bir tespit.
Bunu fark eden ve bu uğurda çaba gösterenlerin çoğalması, böylece dünyanın da daha yaşanabilir bir yer olması dileklerimle.
Yaş aldıkça tahammül seviyesi gerçekten düşüyor.
Büyüme sancıları çekerken kaybettiklerimle göz göze gelerek, yüzümde hafif bir tebessümle okudum.