Sosyal Medya Canavarları

Uzun süredir gözlemlediğim bir olayı yazmadan geçemeyeceğim. 4-5 tane sosyal medya sitesini düzenli takip eden biriyimdir. Olabildiğince hepsinden yararlanmaya çalışırım. Şunu fark ettim; sosyal medya artık öyle bir konuma gelmiş ki kişisel web siteleri önemini giderek kaybetmeye başlamış ve daha resmine bile bakmadan yaptığı paylaşımlara göre az çok o insan hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. İşte acı gerçek burada başlıyor. Sosyal medyada çoğu insan sanal yaşıyor. Bir arkadaşım öyle paylaşımlar yapıyor ki sanırsın ülkeyi kurtaracak. Herkes politikacı kesilmiş. Yalan yanlış haberler desen ucu bucağı yok. Kendi ülkesini aşağılayıp başka ülkeleri göklere çıkaran paylaşımlara ne demeli? Onlarda öyle, bizde böyle. Ülkeyi değil, kendisini aşağılık kompleksine düşürdüğünün farkında bile değil. Çok kolay bir şekilde algılar yönetiliyor. Hele birde kendi zekasını göstermek için her gönderiye muhalefet olanlar var. Ben onlara sosyal medya canavarları diyorum. Şikayet, eleştiri, olumsuzluk adına her şey birde saygısızlık. Hiç bir görüşe saygıları yok. İşin ilginç tarafı bu klavye canavarlarının gerçek hayatta sesi çıkmıyor. Sosyal medyada şiddet hakkında paylaşmadığı yazı yoktur ama sokakta uygulanan şiddet görse başını bile çevirmez. Bu tür insanlar tehlikelidir. Askıda kalmıştır adeta. Sanal alemde yaşarlar ama gerçek hayatta ölüdürler. Uzaklaşmak lazım dostum, bu tür insanlar uzaklaşmak lazım.

Ufak bir şey daha paylaşıp bu yazıyı noktalamak istiyorum. Bir insanın eleştiri yapabilmesi için önce üretken olması görüşündeyim. Binlerce şikayet yazısı var. Bir olay oluyor. Suçu kendimizde değil de hemen başkasına atfediyoruz. Bu bazen devlet oluyor, bazen öğretmenler, bazense bir kişi. Peki sen insanlık için ne ürettin de şikayet etme hakkına sahipsin! Evet ortada bir yanlış olabilir. Ancak bu zamana kadar yanlışı düzeltmek için sen yaptın? Sosyal medyada profilini karartmak yanlışı düzeltmek için çok yetersiz. Evet! sosyal medyadan da sesimizi çıkaralım ancak gerçek hayatlara dokunmak daha önemli.