Çabalamalı ama çabalamamalı da

tarafından Ceyhun Özdemir

Yeni yıla girerken yine bir takım planlar yaptım. Akıl ile plan yapmak artık komik gelse de bir şeyler denedim; yeni yılda yapılacaklar ve bırakılacaklar listesi… Gerçi uzun süredir üzerinde uğraştığım bir liste ancak tam anlamıyla başarılı olamıyorum. Örneğin, şekeri bırakmak. Sanırım yeterince çaba gösteremiyorum. Çaba gösterdiklerimde de yavaş yol alıyorum. Sizce ne eksik? Sanırım ben cevabını buldum. O halde başlayalım…

Çabalamak ile aldığın 100 yıllık yolu, aşk ile 1 saniyede alırsın ama gel gör ki, aşık olabilmek senin elinde değildir. Bu yüzden aşkın kendisi lütuftur. Kime, neden verildiğini de çözemezsin. Çabalamak ise akıl işi. İrade ister. Aşıksan ne mutlu, dünyanın en büyük zenginliği. Ama değilsen, hoşgeldin kan, ter, gözyaşı, çamur, toprak. Yine gel gör ki, çabalayarak çok büyük bir olasılıkla başarısız olacaksın. Hayal kırıklıkları yoldaşın olacak. Üstün başın hep kirli kalacak. Umudun hep sınanacak. Bilmem sana da aşk verilir mi, yoksa verilmez mi? Verilirse de en bitap düştüğün noktada aşkı bulacaksın. Bulduktan sonra ise yıllardır alamadığın yolu, saniyesinde alacaksın. O meşhur sözde söylendiği gibi

“Hakikat aramakla bulunmaz ancak bulanlar hep arayanlardır.”

Çabalamalı ama çabalamamalı da. 

Kıssadan hisse, bu iş aslında akıl ve gönül işi. Hepimizin hikayesi. Akıl ile başladığımız bu yolda aslında pek de bir yere ulaşamayız. Ulaştığımızı sansak da bir yanılsamadır. Akıl önce görür, düşünür, sorgular, şüphe eder ve karar verir. Siz de artık yorulduğunuzu düşünüyor musunuz? Olaylara aklınız ile değil de, gönlünüz ile baktığınız zaman sadece sezersiniz. O noktadan sonra attığınız adımdan eminsinizdir. 

Aklın ile baktığında dünyanın en güzel insanında bile kusur göreceksin. Gönlün ile baktığında dünyanın en çirkin insanındaki cevheri bulacaksın. Kıyaslamalar, çirkinlikler, kusurlar… Eğer bunları görüyorsan, bunlar sadece senin aklının çirkinliği ve idraksizliği. Akıl görüneni görür, gönül görünmeyeni görür.

Hepimizin çok büyük bir güce ihtiyacı var. Bu güç öyle bir güç olmalı ki, sizin tüm benliğinizi sarsmalı. Adeta yıkmalı. Ateş gibi harlayıp sizi kül etmeli. Kül ettikten sonra da Simurg gibi yeniden var etmeli. İşte bunun adı aşk. Kesinlikle büyük bir enerjiye ihtiyacımız var. Ancak bilmeli ki, o enerji geleseye kadar çabalamalı ama yine de bilmeli ki, çabalarımız ile aldığımız yol sadece bir arpa boyu kadar.

Tırtıl, kelebeğe dönüşmeden önce ne kadar çok çabalasa da asla uçamaz ve aldığı yol sokak boyu kadardır. Beslenebilmek için türlü tehlikelere atılarak yemek arar. Kuşlara yem olmadan başını sokabileceği bir barınak bulur. Sürekli çabalar, sürekli çabalar. Hayata tutunmaya çalışır. Ancak ölmeyip başarabilirse bir gün oturur ve düşünür. Bunca çabaya rağmen uçamıyordur. Olduğu yerde kalır. Artık tek adım atmaz ve başlar kendi kozasını örmeye. Ördükçe kaybolur, kendi içine döner. Kozasını bitirdikten sonra büyük bir suskunluk içinde aşkın gelmesini bekler, bekler, bekler… Gelir mi, gelmez mi bilmiyorum. Eğer gelirse onun adı artık tırtıl değil, kelebek olmuştur. Eski halinden çok daha güzeldir ve artık uçuyordur. Hiç görmediği sokaklara, mahallelere artık uçarak gider.

4 yorum

Mavi 13 Aralık 2022 - 01:04

Akıl ve gönül.. Bizim topraklara özgü bir kelime olan “gönül” hakikaten söylendiğinde bile insanın içinde bir kıpırtı uyandıran tılsımlı bir kelâm. Yazınızı okurken “Yunus Emre Divânı ve şerhi’ni ele alan M. Efdal Emre” nin 1116 sayfalık eseri hatırıma düştü. Orada Yûnus’umuzunda pek çok altını çizdiği gönülde olmak, gönülden bakmak, yapılan her fiili gönülden yapmak.. ve dahası.. İnanın benimde şu sıralar pek çok üzerine düşündüğüm mevzuu. Bir de baktım fikirdaş bir yazı.. Gülümsedi gönlüm.. Selâm eyledi Yûnus’a… Üstelik bir kelâm da fısıldadı size; ‘akıl bilmek ister gönül ise olmak’ dedim ben, erenler sesleniverdi hemmen “bilmek başka olmak başka” .. Âh âh.. bu çağda bilenlerden olduk keşke birde olanlardan olabilseydik… Keşke önce olup sonra bilseydik. Biz şimdi biliyoruz ama olamıyoruz. Bu bahsettiğim şerh kitabında yazar “aşk konacağı dalı kendi seçer” yazıyordu. Ne hoş ve ne acı değil mi? Biz istiyoruz ilâhi aşk.. Aşk ise kimin gönlüne gireceğini kendisi seçiyor. Gönle aşk girdi mi akıl, gönle secde ediyormuş.. Artık bu beden âlemine hükmeden gönül oluyormuş.. Acaba nasıl bir merhâledir meşalesi sonsuzluk olan? İnanın çok isterim. Binlercenin isteyeceği gibi.. Lâkin sizin de temas ettiğiniz gibi; “aşk bizim gönül dalımıza konmayı seçene kadar biz bir şekilde kan ter içinde gönül tarlamızı çapalama ve hatta çabalamaya devam etmeliyiz” Sizi 3 yıla yakın süredir takip ediyorum.. Gizliden bir gönül bağımız olduğunu çoğu defa sezinledim ve yazılarınızda aynı fikirlere denk geldim. Ne zaman gönlüme bir soru düşse o soru ile günlerimi geçiriyorken yer yer cevap buldum sanırken aynı konu hakkında bir yazı yayımlıyorsunuz. Gülümsüyor gönlüm, kalbinizi selâmlıyorum. Hatta bazen -şuan olduğu gibi- dayanamayıp yoruma taşıyorum. Belki kelâmım ve adım size eskiden bıraktığım yorumları anımsatacaktır. Sevgi ve erdemle yoğurulmuş olan aşk’ın dalınıza ilâhi bir lütûfla konmasını diliyorum sevgili fikirdaşım.. ✨

Cevapla
Ceyhun Özdemir 13 Aralık 2022 - 23:37

Çok değerli düşünceler. Anlam kattınız ayrıca memnun oldum. Yazmayı planladığım ama henüz başlamadım bir yazı daha var. Adı ise “bilmek değil, olmak istiyorum.’ Sizin yorumunuzu da görünce gülümsedim. Kim, ne ve nerede olduğumuz önemli değil. Aynı yolun yolcularının birbirlerinden habersiz dönem dönem aynı konuları düşündüğünü çok gözlemledim.

Cevapla
LİLA 13 Aralık 2022 - 04:57

Çok ilginç… MAVİ’den değilse benim de son zamanlarda aklımda yer edinen konuyla ilgili yazmışsınız. Çabalamalıyız ama netice almada çabamıza değil Allah’a güvenmeliyiz. Bu konuyla ilgili;
-GAZALİ: Tedbirini terk eyle takdir Huda’nındır.
-ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI: …
Kalbin ana bend eyle,
Tedbîrini terk eyle,
Takdîrini derk eyle,
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse, güzel eyler….
-Daha niceleri var tabii, ama en güzeli ve yeterlisi Allah’ın kelamı, İnşirah suresinde “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.” diğer insanları bilemem tabi ama ben ne zaman çabalasam daha huzurlu oluyorum.

Cevapla
Ceyhun Özdemir 13 Aralık 2022 - 23:41

Mavi de desteklemiş oldu. Ne güzel. Ona da yazdım. İyi veya kötü, aynı yolun yolcuları aynı konuları düşünüyor. Bunu çok deneyimledim. Demek ki şu an öğrenmemiz gereken konu buymuş.

Değerli alıntıların için çok teşekkürler. Memnuniyetle…

Cevapla

Yorum Yaz

Diğer Yazılar