Bu havalarda mutlu olurum ben.
Mesela rüzgâr ne soğuk esiyor ne de sıcak… Öylesine vazifesini yapmak için yanağınızdan öperek selam verip gidiyor. Bence çok romantik.
Yapraklar yeşermiş ancak ağaçlarda ilkbahar şımarıklığı da sonbahar hüznü de yok. Siz ona ne anlatırsanız anlatın, o öylece sizi dinliyor ve sizi asla yargılamıyor. Herhangi bir iddiası yok ağacın. Olduğu gibi samimi ve sadık.
Güneş ise açmak ile açmamak arasında gidip geliyor. Sanki biraz utangaç davranıyor. Belki de “İnsanları çok ısıtır, onları rahatsız ederim!” kaygısıyla bulutların arkasına saklanıyor. Nasıl da ince düşünüyor, nazik davranıyor bir bilsen…
Bulutlar ise tüm gökyüzünü sarmış. İçlerine attıklarını tüm kırgınlık ve yorgunluklara rağmen dışa vurmamaya özen gösteriyorlar. Bazen yağmur ufak aralıklarla çiseliyor olsa da sonra yine geri çekiliyor. Bence insanlığa olan saygısından dolayı böyle yapıyor. İstese her yeri sular altında bırakabilir.
Toprağa bakıyorum. O ise apayrı güzel. Binlerce yıldır insanlığın tüm zulmüne rağmen o yine de insanlara yiyecek veriyor. İnsanlar duyarsız, toprağı kirletiyor, betonlaşma toprağa hayat hakkı tanımıyor ama o bütün olumsuzluklara rağmen yeşermeye devam ediyor.
Tam karşımda ise Osmanlı Dönemi’nden kalma surlar, zamana direniyor. Yılların yaşanmışlığı var o surlarda. Buram buram tarih kokuyor ancak eski ihtişamını yer yer kaybetmiş. Kimler ne zaman niçin yapmış? Bu soruların cevaplarını kimler merak ediyor?
Böyle işte… Öyle sessiz, öyle sakin, öyle dingin bir gün. Paylaşmak istedim. Sanki başka bir alemdeyiz bugün. Sanki başka bir zaman dilimindeyiz. Durmuş, her şey durmuş… Gösteriş yok, iddia yok, yargı yok, düşünce yok, etrafta insan da yok. Biraz kırgın, biraz bulanık, biraz yorgun bir gün ama öyle güzel, öyle naif ve öyle sessiz bir gün bugün…
11 Mayıs 2018 15.00, Topkapı Kültür Parkı
2 yorum
[…] Güzel Bir Gün […]
Bugün dersimizde sizin blog metninizi okuduk çok beğendik