Kimseye bir şeyler öğretmek zorunda değilsin, kimseye bir şeyler anlatmak zorunda da değilsin. Hatta ve hatta hiçbir olaya anlam yüklemek zorunda da değilsin.
Sen mutluysan olay bitmiştir!
Kimse sana ve senin bilgine muhtaç değil. Kimse senden öğrendikleriyle nirvanaya ulaşmayacak. Kimselere kendini kanıtlamak zorunda da değilsin.
Sen mutluysan olay bitmiştir!
Varsın, sustuğun için sana câhil desinler, hatta sana ahmak da diyebilirler. Varsın sana ‘o’cu, ‘bu’cu desinler. Varsın, sana en beğendikleri kimlikleri giydirsinler. Herkes kendi seviyesi kadar giydirecektir seni ve sen “desinler”in kölesi olmadığın sürece sorun yok.
Sen mutluysan olay bitmiştir!
Yarın ölüp gitsen senin yerini dolduracak binlerce insan var bu dünyada. Küçücük bir vücutsun, neyinle övüneceksin? Mezar taşın mermerden olsa ne olur, tahta parçasından olsa ne olur?
Sen mutluysan olay bitmiştir!
Ancak…
Ancak hâlâ kalbinde bir kırgınlık, öfke, kin, üzüntü, endişe, korku, mutsuzluk varsa o zaman daha yolun başındasın demektir.
Hiç arkana bakma, arkan bomboş!
5 yorum
Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar. Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her sey susuyor. Anladım ki susan her şey derin ve heybetli…
Şems-i Tebrizi
Çok beğendim. Hemen facebook’ta paylaştım.
Beğendiğine sevindim kardeşim, Şems-i Tebrizi’ nin gönlü umman, sadece bir dalgası bu dilinin sahiline vuran, daha nice sözleri var insanlara ışık tutan….
Çok güzel ifade etmişsiniz yüreğinize sağlık. hakkında yazınızı çok beğendim bu arada..
Merhabalar,
Hikâye Dergisi, mütevazi ve amatör bir edebiyat dergisi. Amacımız güzellikleri paylaşmak ve çoğaltmak; acıları da birlikte dertlenerek, çileli sabırlara hep beraber omuz vermeye çalışmak.
Hikâye Dergisi; hikâye, şiir, deneme, fotoğraf ve resim sevdalısı beş amatör yazar/sanatçı tarafından kuruldu.
Büyük bir iddiası yok aslında Hikâye Dergisi’nin.
Amatör…
Acı tatlı hatıraları alın teriyle sırtlanan küçük hikâyeler, umutları hayallerden gerçeğe taşımayı karınca misal dert edinmiş titiz şiirler, geçmişin izlerini pusula bilip geleceğin bahar neşveli doğru yolunu bulmaya çalışan akıl dolu sorgulayıcı denemeler, anlık bir sahnede yalnız yılların sahiciliğini özetlemeye niyetli utangaç fotoğraflar ve aslında gerçeğin ta kendisi olan el emeği göz nuru resimler ile dupduru gerçeği bulacağını ümit ettiğimiz aydınlık geleceğe yardımcı olmak için kaleme alınan basit notlar ve tutanaklar tutmak sadece amacı.
Belki de gelecekteki büyük edebiyatçıların basit ve amatör birer öncüsü.
Çünkü biz biliyoruz ki 13. ve 14. yüzyıllarda Hoca Dehhâni ve Kadı Burhannettin misal sonraki nesle göre bir adım geride duran Türk Divan şairleri olmasa idi 15. yüzyıl muhteşemliğini Fuzuli ve Baki şahlandıramazdı.
Tanzimat ve erken dönem romancıları şimdilerde basit diyebileceğimiz romanlarını yazmasalardı bir yüz yıl sonra Nobel kazanan romancı ve diğer yazarlar sahne alamayacaktı. Orhan Pamuk, Elif Şafak, Kemal Tahir ve diğerleri hangi basamakları değerlendirip zirveye tırmanacaktı.
Ya da hikâyenin üstadı Mustafa Kutlu bu durulukta ve muhteşemlikte hikâyeleri Anadolu’nun bağrından nasıl sunacaktı biz okurlarına.
Entellektüel doğulur mu olunur mu? Ya da bir yazar/sanatçı?
Bize kalırsa emek en değerlisi. Masa başında kalemle birlikte dirsek çürütmek ve zamanı kelimelerin zengin deryasındaki hazineleri keşfetmeye adamak doğru olanı.
E o zaman ne duruyorsunuz?
Alın kalemi elinize ve başlayın kelimelerin hazinelerini avlamaya.
Çalışmalarınızın her biri bizler için çok değerli. Hikaye Dergisi editörleri olarak her bir çalışmanızı okuyacağız ve eleştirilerimizi, yorumlarımızı, düşüncelerimizi titizlikle sizlere ileteceğiz.
Ve söz veriyoruz, hiçbir çalışmanızı sansürlemeyeceğiz, beğenelim beğenmeyelim hepsini yayınlayacağız. Kriterlerimiz evrensel insan hakları ve edebiyatın edebi olacak sadece.
Çalışmalarınızı (Hikâye, şiir, deneme, roman, fotoğraf, resim…) bize e-mail ([email protected]) ile kolayca ulaştırabilirsiniz.
Teşekkürler