Onlar bizim gibi yolun sonunu değil, yolu seviyorlar. Tüm bunları gördükçe aşmam gereken çok yol olduğunu görüyorum. Bazen tam bitirdim diyorum bu sefer başka bir problem çıkıyor. Onu yendiğimi sandığım an, arkadaki tekrar diriliyor. Garip bir döngünün içine girmiş gibi hissediyorum kendimi. Sonra birden düşünüyorum ki; yol dediğimiz şey neden dümdüz ve sonu olan bir şey olmak zorunda ki? Sonu ve başlangıcı olmayan, önü ve arkası olmayan sonsuz bir dairenin içinde dolanıyoruz sadece. Hani o hızla başlayıp selamsız geçenler var ya, işte onlar beni geçmiş olmuyorlar. Benim arkama düşmüş oluyorlar bir bakıma. Ya da şimdi arkamda kalan; yolu, yolcuyu, dikeni, toprağı öpe okşaya yürüyen amca vardı ya. İşte o amca en ilerideydi. Çünkü o yolun sonsuz olduğunu önceden biliyordu. Bu yüzden yolun kendisine aşık olmuştu. Bizim menfaat peşinde koşan yolcular gibi yolun sonuna değil. O sadece yolu sevmişti, sonsuzluğu sevmişti, oyunu sevmişti. İşte o bilge amca, yolun kendisi olmuştu. Biz yolda kalmıştık.
Yol Olmak! Yolda Olmak…
3,8K
Yorgunluktan bitap düşmüş başımı kaldırıp şöyle bir yoluma bakayım diyorum. Yolun ne sonu belli oluyor ne de yürüdüğüm yol. İşte o zaman anlıyorum ki daha yürümem gereken çok yol var. Yürürken ilginç olaylar olabiliyor. Bazısı selam vermeden sollayıp geçiyor, bazısı ile sohbet edip beraber yol alıyoruz. Ama elbet bir gün o da beni terk ediyor. Bazı zamansa o selamsız geçenleri yolda yığılmış, pes etmiş buluyorum. “Nedir senin bu halin?” diye sorduğumda. “Yolun dikeni ayağıma battı.” diyorlar. Bazısı gelip asfaltı, toprağı, dikeni, yolu, yolcuyu ne bulursa öpüp okşuyor. Başta anlam veremiyorum ama gerçek yolcuların onlar olduğunu anlıyorum.
1 yorum
Biliyorum dedim, bildim sandım,
Öğrendim ki hiç bir şey bilmezmişim,
Bildiklerim, ummanda damlaymış meğer
Daha çok öğrendikçe, anladım,
Aradım da, buldum sandım,
Yeni hiç bir şey bulamamışım,
Yaşadıkça anladım, kaybettiklerimmiş meğer
Yolda, bulduğumu sandıklarım,
Hamdım, piştim, oldum sandım,
Meğer daha çok, yolum varmış,
Yürüdüğüm yoldan, dönüş olmazmış,
Dönüp arkama, baktığımda anladım,
Yoktan gelmiş, var oldum sanmıştım,
Meğer vardan gelmiş, yok olmuşum,
Ne isem oymuşum, yokluğa doğmuşum,
Asıl varlığaymış, yürünecek yolum,
Gün gelmiş, ölmüşüm, yok olmuşum,
Varlığın içine, yeniden doğmuşum,
Meğer bir varmış, bir yokmuşum,
Sonunda, gökten üç elmanın düştüğü,
Yaşanmış, eski bir masal, olmuşum,
Mustafa Murat Güngör
22.07.2013
Şiir ile…